“3 BİN 760 HASARLI BİNA BULUNUYOR” EEEE…!
Son günlerde o kadar çok duymaya başladık ki, “3 bin 760 hasarlı bina bulunuyor.”
Bu ilimizde hasarlı bina sayısı. Sanki 1999 depreminde o kadar arkadaşımız, komşumuz, akrabamız ölmedi de…!
Üzerinden tam tamına 17 yıl geçmiş ama herkesin konuştuğu bildiği bu hasarlı binalara bir türlü müdahale edilmiyor. Şehrin uluorta yerlerinde tehlike saçmaya devam ediyor.
Çok iddialı değilim ama emin olunki bir çalışma yapsak, bu evlerde oturanların % 99 kiracı çıkacaktır. Hatta daha ilersi, ilimize farklı yerlerden gelen üniversite öğrencileri ağırlıklı çıkacaktır.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve tüm ilçe belediye başkanları, mimarlar, mühendisler, inşaatçılar ve bu tür sivil toplum örgütleri herkes “3 bin 760 hasarlı bina bulunuyor” derken neden hala hiçbir şey yapılamıyor.
Çözümü çok basit olmasına karşın, bir türlü bu 3 bin 760 hasarlı binadan kurtulamıyoruz.
Bu konuyla ilgili sizle bir şey paylaşmak istiyorum;
Kocaeli Büyükşehir Başkan Vekili Zekeriya Özak ve imar ekibinin 3 yıl süren planlama çalışması yaptılar ve geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaştı.
Bakın tam üç yıl…! Bir bakın sonuca
“Kentimizdeki 3 bin 760 hasarlı bina da bu imar desteğinden yararlanacak. Daha önce ağır hasarlı binaların birçok yerde 3 kat olan imar uygulaması bu teşvikten sonra arttırılarak sahipleri tarafından yıkılıp yeniden güvenli yapılara dönüştürülmesi kolaylaşacak. Uygulamanın detayları meclisten onaylandıktan sonra belli olacak”
Başkan Vekili Zekeriya Özak’ın ve ekibinin çıkardığı bu ulaşılmaz sonuç için tebrik ediyorum!
Bu sonucu elde etmek için bu kadar çalışma yapmaya gerek var mıydı?
Siz hala büyükşehir olarak yıllarca, TOKİ ve batmakta olan yan kuruluşunuz Kent Konut’a 10 kat imar verir, İzmit’in göbeğinde hasarlı, yıkılmayı bekleyen bina için üç kat verirsen ve bunun yanlış olduğunu Başkan Vekili Zekeriya Özak ve imar ekibinin 3 yıl süren planlama çalışması sonucu ortaya çıkarırsa…!
Hiçbir şey demiyorum, yorumları artık sizler yapın. Ama şunu unutmayın ki, binlerce insan bu hasarlı binalarda oturuyorlar. Olası bir depremde, göz göre ölüme atılıyorlar ve bunun için kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Ben artık “3 bin 760 hasarlı bina bulunuyor” cümlesini duymak istemiyorum. Herkes konuşuyor ama çözüme geldiğinde çıkar ilişkileri nedeniyle başta bizi yönetenler ve sivil toplum örgütlerinin sesleri solukları çıkmıyor.
O zaman o koltukları neden işgal ediyorsun?